Turc | Anglais | |
---|---|---|
General | ||
General | baskı yaparak | constrictingly adv. |
General | baskı yaparak | shrilly adv. |
General | baskı yaparak | crushingly adv. |
General | baskı yaparak | pressingly adv. |
General | baskı yaparak | surly adv. |
Turc | Anglais | |
---|---|---|
General | ||
General | ilaç vererek, işkence yaparak veya psikolojik baskı uygulayarak bir kimsenin inanç ve tutumlarını sistematik olarak değiştirme | menticide n. |
Phrasals | ||
Phrasals | birine baskı yaparak konuşturmak | wring from v. |
Phrasals | basılı malzemeyi üstüne daha kalın baskı yaparak iptal etmek | block out v. |
Law | ||
Law | baskı yaparak alma | extortion n. |
Technical | ||
Technical | kalıp üzerine baskı yaparak kalıp kalıplarının kurumasını sağlayan silindir makinesi | roller n. |
Printing | ||
Printing | balmumu kaplı metal plaka üzerine gravürleme yaparak elektrotip baskı kalıbı hazırlama işlemi | cerotype n. |
Sport | ||
Sport | rakibe baskı yaparak onu zora sokan etkili oyun | pressure n. |
Photography | ||
Photography | negatif altına koyulup krom şap ile sabitlenmiş jelatinli filmden baskı yaparak fotoğraf tab etme işlemi | heliotypy n. |